Selamunaleyküm dostlar, attığım başlık ciddi manada dikkate alınması gereken bir konu, gençlik nereye gidiyor?

Bir gençlik düşünün, 18'inde 20'sinde fetihler gerçekleştiriyor. Çağ açıp çağ kapatıyor. İlmi bilgisiyle keşifler yapıyor, toplar yapıyor, koskoca bir saltanat yürütüyor.

Öteki tarafta bir gençlik düşünün, verilen en ufak bir işi yapamıyor, Çarpma ve Bölme işlemlerini dahi yapamıyor, verilen görevlerin sorumluluğunu taşıyamıyor ve emaneti heder ediyor.

Yukarıdaki iki gençlik profilini karşılaştıdığımızda dünyalar kadar fark var değil mi? Bu fark abartılmış bir fark mıdır?

Tabii ki Hayır. Maalesef şu an ki gençliğimizin bir çoğu bu haldeler. Hepsi bu durumda demiyorum ama Fatih'in ruhunu yaşayan gençlik maalesef az.

Peki bu neden böyle?

Bunun birçok nedeni var, aileler, eğitim sistemi, çevre, medya...

Gençlere aileler tarafından yeterince görev ve sorumluluk verilmiyor. Takipleri yapılmıyor. Bir görev verilince o görevin neticesi ile ilgili pekiştireçler verilmiyor. En çok da aileler ben görmedim evladım görsün, ben yemedim evladım yesin, ben giymedim evladım giysin şeklindeki sonu olmayan yanlış düşünceler neticesinde doyumsuz ve kanaatkarsiz bir gençlik meydana geliyor. Bu gençlik sıkıntı çekmediği için, her istediği yapıldığı için ve hayat toz pembe gösterildiği için ne zora geliyor ne de bir şey elde etmek için çabalıyor. Hazıra alışmış bir gençlikten üretim beklenebilir mi? En önemlisi FATİH olması düşünülebilir mi?

Eğitim sistemine gelince gençlere okullarda 10 çeşit 15 çeşit ders veriliyor. Bu derslerin fazlalığı yüzünden gençler yeterince bir alana yönelemiyorlar. Liselerin acilen branşlaşmaya dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu konuya sayfalar ayrılabilir lakin ben yüzeysel geçeceğim.

Medya deseniz tam anlamıyla aile yapısını ve kültürümüzü dinamitleyen bir araç. Özellikle gençlere ahlaksızlık aşılayan, aile ve kültürü yok sayan, başıboş ve sorumsuz karakterlerle gençlere örnek teşkil eden bir foseptik çukuru... Burada her bir fert üzerine düşeni yapmalı. Devlet RTÜK aracılığıyla bu tarzdaki yayınlara müdahale etmeli, aileler bu tarz yayınları izlettirmemeli ve izlememeli, her bir fert bu yayınların kalkması için şikayette bulunmalı. Toplumda bir kamuoyu oluşturulmalı. Dertli vatan evladı yapımcılar Diriliş ve Payitaht gibi yayınları çoğaltmalıdırlar. Özümüze dönmek için geçmişimizi iyi bilmeli ve ders almalıyız.

Çevre meselesine gelince ailelerden ilgi bulamayan gençlerin arkadaş ve diğer kişilere yönelmesini, zararlı arkadaşlıkları, başıboş hiçbir faydası bulunmayan davranışları ele almak gerekiyor. Aileler olarak gençlerimizi takip etmeli ve arkadaşlıklarını yakın planda izlemeliyiz. Evlatlarımıza gereken ilgi ve alakayı göstermeliyiz ki başka kişilerde sevgi bulmaya çalışmasınlar.

Meselelere kısaca değinmeye çalıştım.

Bizim gençliğimiz geleceğimizdir. Hepimiz el ele verip yeniden Fatih'ler, Yavuz'lar, Kanuni'ler yetiştirmek için seferber olmalıyız.

Gençlerimize sahip çıkamazsak geleceğimizin aydınlık ve parlak olmasını bekleyemeyiz.

Gençlerimize sorumluluk bilinci aşılamalı, çalışkan, üretken, kültürüne, dinine ve vatanına bağlı nesiller olması için çok çalışmalıyız.

Biz çalışmazsak, gençlerimize sahip çıkmazsak bizim yerimize kendi çıkarlarına kullanmak için sahip çıkan mutlaka olacaktır. O saatten sonra da iş işten geçmiş olur. MazaALLAH.

Gençlerimize sahip çıkalım ki Vatanımıza sahip çıksınlar...

Gençlerimiz elimizden kayarsa Vatanımız elimizden kayar...

Selam ve Dua ile... 

Mustafa KARSLI